3.Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi, 7-9 Aralık 2017 tarihleri arasında fuarizmir’de, TRAVEL TURKEY İZMİR 2017 Turizm Fuarı ile eş zamanlı olarak gerçekleşti.
Fuar , İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri Tic. A.Ş (İZFAŞ) ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından dünyanın önde gelen gastronomi ve turizm uzmanları ile eğitimcileri bir araya getirmek, gelişen turizmin ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni yaklaşımlar kazanmak amacıyla düzenlenmektedir.
Yemek kültürü, bir toplumun kendisini ve yaşama tarzını ifade şekillerinden biridir. Kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen bir disiplin olan Gastronomi, günümüzde bir bölgeye birincil turistik amaç olan "gezi" dışındaki ikinci önemli etken olarak tanımlanıyor.
İşte bizde hafta sonu blog dostum
Lokum Pilavı Blogunun sahibi
Sevilaycığım ile Fuardaydık.
Gastronomi Fuarında çeşitli illerimizden gelen ve yöresel ürünlerini en güzel şekli ile tanıtmaya çalışan standlarımızın arasında uzunca vakit geçirdiğimiz ve o gün için yapılan lezzetlerin tadına baktığımız
Edirne Belediyesinin standından bahsedeceğim.
Edirne , çarşıları, camileri, köprüleri, tarihi evleri ve özellikle de muhteşem Selimiye ile, ülkemize gelenleri ilk karşılayan , kültürel mirasımızın en iyi hissedildiği bir şehir.
Edirne 1361 yılında Şehr-i Bursa’dan sonra Osmanlı’ya doksan küsur sene başkentlik yapmış, nice savaşlara ordular yolcu etmiş bir kent. Şimdi ise eski anılarına dayanarak ayakta kalmanın gayreti içinde. Ve bu güzel tarihi ile günümüze kadar gelen nefis lezzetleri var.
Fuara gitmeden önce Edirne 'de ne yenir dediklerinde aklıma gelen ilk ve hemen hemen tek şey Ciğer di. Hep vardır ya konuşmalar arasında Edirne'ye gidelim de bir yaprak ciğer yiyelim diye :) İşte bende Edirne hep öyle aklımdaydı. Taaaa ki fuara gidip o lezzetleri tadınca dedim ki mutlaka bir gün Edirne'ye gidilecek hem gezilecek hemde bu lezzetler tek tek en güzel yerinde yenilip sizlerle paylaşılacak.
ATOM ;
Edirne'de yetişen özel acı biberi ve yoğurt ile yapılan bir meze çok lezzetliydi...
ZİRVA;
Zirva Edirne mutfağının çok eski yemeklerindenmiş. Edirne’nin Osmanlı’ya başkentlik yapmış olması, saray mutfağının yöre mutfağını da etkilemesine sebep olmuş. Zirva tam da böylesi bir kültür ürünü olarak günümüze değin ulaşabilmiş.
Zirva, 15. ve 16. yy’da Saray mutfağında olduğu tesbitine varılan ve Fatih Sultan Mehmet'in en sevdiği yemekmiş.
Et ve meyvelerin bir arada kullanılması, Osmanlı saray mutfağı kadar Mevlevi mutfağı izleri de taşımaktadır.
Zirva 'nin içerisinde resimde de gördüğünüz gibi badem, kuru üzüm, kuru kayısı, kiraz kurusu, erik kurusu, kuru incir, karanfil ve isteğe bağlı kuzu veya tavuk eti konuluyor. Bizim tadımını yaptığımız bu Zirva tavuk eti ile yapılmıştı. Lezzet mi? Süper, öyle güzel sotelenmiş ki hiç bir meyvenin ve etin tadı birbirine karışmamış çok kıvamında pişmişti.
ZERDE;
Zerde'yi Memleketim Konya'dan iyi tanırım bizim düğünlerin olmazsa olmazıdır fakat Edirne'de yapıldığını da ilk defa fuarda öğrendim. Bizim Zerde 'den farkı sadece içerisinde safran olması bu nedenle renginin sarı olmasıdır. Zerde bilmeyenler var ise sütlacın su ile yapılanı diyebiliriz ama tadı çok güzel oluyor içerisine isteğe bağlı kuşüzümü ve fıstık konulabiliyor.
YILAN BALIĞI ;
Edirne 'nin Enez ilçesi Lagün gölünde bol miktarda çıkan yılan balığını da bu fuarda şefin elinden tatma fırsatı bulduk.
Yılan balığı Edirne'de çok özel soslarla hazırlanıp bekletilerek kendi yağında fırınlarda pişiriliyor ve gerçekten eti lezzetli bir balık...
BADEMLİ KURABİYESİ
Edirne Bademli kurabiyesi ya da yaygın kullanılan ismiyle Kavala kurabiyesi Edirne’nin bilinirliğine azımsanmayacak değer katan gastronomik bir ögedir. Yunanistan topraklarındaki Kavala şehrinin adıyla anılıyor. Edirne ve civarında yetiştirilen bademler yöre mutfağındaki pek çok tarifte kullanılmaktadır. Bu kurabiyede de baş rolü yörenin meşhur bademleri üstleniyor.
Yediğimiz bu resimdeki kurabiyeleri ise bize Edirne'nin en özeli olan
Sayınbaş Şekerleme'nin ustası ikram etti. Harika ağızda dağılan ve bol bademli ...
İşte biz bu lezzetlere yetişebildik. Edirne Belediyesi ile gelen ve bizlere bu lezzetleri hazırlayan Şeflerimiz daha öncede , Badem Ezmesi ve Yaprak Ciğer de yapmış hemde workshop olarak çok üzüldük ama başka zamanlarda hiç bir şey kaçmayacak, artık birbirimizi takipteyiz
Şeflerimizin, Ustalarımızın ellerine ve Edirne Belediyemizin emeklerine sağlık. Bu lezzetleri tadımlarken Edirne ile ilgili bilgiler aldığımız Edirne Basın müdürlüğünden katılan Şafak beye de teşekkürlerimizi sunuyorum.
Yöresel lezzetlere çok önem verdiğim için hepsini tatmak ve evimde yapabilme arzusu ile Gastronomi fuarlarını çok seviyorum ve bu fuarların yöresel lezzetlerimizi bizlere kavuşturması benim için çok çok önemli. Edirne 'nin tarihi kadar yemek ufkumda bu sayede çok genişledi. Kim bilir daha ne çok lezzeti var. İnşallah tadımlar ve yazma fırsatımız olur.
Gastronominin , günümüzde bir bölgeye birincil turistik amaç olan "gezi" dışındaki ikinci önemli etken olduğunu hiç unutmayalım.
Ağzımızın tadı ve soframızın bereketi bol olsun.
Sevgiyle Kalın
Selcen ŞENOCAK
